İcra hukuku: Revizyonlar arasındaki fark

Hukukipedia sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
"'''İcra hukuku''', özel hukuk alanında yer alan ve mahkeme kararlarıyla ya da borç ilişkilerinden doğan alacakların, devletin cebrî (zorlayıcı) gücü kullanılarak tahsil edilmesini düzenleyen hukuk dalıdır. İcra hukuku, borçlarını gönüllü olarak yerine getirmeyen borçlulara karşı alacaklının hakkını elde etmesini sağlayan usul kurallarını belirler. Türkiye’de icra hukuku, esas itibarıyla '''2004 tarihli İcra ve İfla..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
 
Değişiklik özeti yok
39. satır: 39. satır:


İcra hukuku, bireyler arasındaki özel alacak ilişkilerini kamu otoritesiyle buluşturarak '''adaletin pratiğe dönüşen yüzü''' olma özelliğini taşır.
İcra hukuku, bireyler arasındaki özel alacak ilişkilerini kamu otoritesiyle buluşturarak '''adaletin pratiğe dönüşen yüzü''' olma özelliğini taşır.
__İÇİNDEKİLERYOK__
__DEĞİŞTİRYOK__

19.21, 14 Kasım 2025 tarihindeki hâli

İcra hukuku, özel hukuk alanında yer alan ve mahkeme kararlarıyla ya da borç ilişkilerinden doğan alacakların, devletin cebrî (zorlayıcı) gücü kullanılarak tahsil edilmesini düzenleyen hukuk dalıdır. İcra hukuku, borçlarını gönüllü olarak yerine getirmeyen borçlulara karşı alacaklının hakkını elde etmesini sağlayan usul kurallarını belirler. Türkiye’de icra hukuku, esas itibarıyla 2004 tarihli İcra ve İflas Kanunu (İİK) ile düzenlenmiştir.

Tanım ve Amacı

İcra hukukunun temel amacı, alacaklının hakkını barışçıl ve düzenli bir devlet mekanizması aracılığıyla almasını sağlamaktır. Bu hukuk dalı, “güçlünün değil, hakkın üstünlüğü” ilkesine dayanır. Alacaklı, kendi gücünü kullanarak borçludan alacağını tahsil edemez; bunu yalnızca devletin denetimindeki icra daireleri aracılığıyla gerçekleştirebilir. Bu yönüyle icra hukuku, özel hukuk ilişkilerinden doğsa da kamu hukuku karakteri taşır.

İcra Takibi Türleri

İcra hukuku kapsamında üç temel icra takibi türü bulunur:

  1. İlâmlı icra: Mahkeme kararı veya ilam niteliğindeki belgeye dayanır. Alacaklının elinde kesinleşmiş bir mahkeme hükmü varsa, doğrudan icra takibine geçebilir.
  2. İlâmsız icra: Alacaklının elinde mahkeme kararı bulunmadığı hâllerde başvurulur. Bu durumda borçluya ödeme emri gönderilir; borçlu yedi gün içinde itiraz etmezse takip kesinleşir.
  3. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu: Poliçe, bono veya çek gibi kambiyo senetlerine dayanılarak yapılan özel bir takip türüdür. Bu takipte süreler daha kısadır ve borçlunun itiraz hakkı sınırlıdır.

İcra Daireleri ve Görevleri

İcra işlemleri, Adalet Bakanlığı’na bağlı icra daireleri tarafından yürütülür. Her icra dairesinin başında bir icra müdürü bulunur. Müdür, alacaklının talebi üzerine ödeme emri çıkarır, haciz işlemlerini yürütür ve satış sürecini organize eder. Borçlu veya alacaklı, icra müdürünün işlemlerine karşı icra mahkemesine şikâyet yoluna başvurabilir.

Haciz ve Satış Süreci

Borçlu, ödeme emrine rağmen borcunu ödemezse, alacaklı haciz talebinde bulunabilir. Haciz, borçlunun taşınır veya taşınmaz mallarına devlet gücüyle el konulması işlemidir. Haczedilen mallar daha sonra açık artırma yoluyla satılır ve elde edilen gelir, alacaklının borcuna mahsup edilir. Haciz işlemi, hem alacaklının hakkını güvence altına alır hem de borçlunun keyfî biçimde mallarını kaçırmasını önler.

İtiraz ve Şikâyet Yolları

İcra takibine maruz kalan borçlunun çeşitli itiraz hakları vardır. İlâmsız icrada borçlu, yedi gün içinde borca veya imzaya itiraz edebilir. Bu itiraz icra işlemini durdurur. Alacaklı, itirazın haksız olduğunu düşünüyorsa itirazın kaldırılması veya iptali davası açabilir. Ayrıca icra dairesinin yaptığı işlemler hukuka aykırıysa, ilgili taraf icra mahkemesine şikâyet yoluyla başvurabilir.

Kamu Düzeni ve Cebrî İcra

İcra hukuku, bireylerin özel haklarını korurken kamu düzenini de gözetir. Devlet, cebrî icra yetkisini yalnızca yargı organları aracılığıyla kullanabilir. Hiç kimse kendi hakkını kendi eliyle alma yetkisine sahip değildir. Bu ilke, hukuk devletinin en önemli unsurlarından biri olan “hukuki güvenlik” kavramının teminatıdır.

Borçlunun Hakları ve Koruma Mekanizmaları

İcra hukuku yalnızca alacaklıyı korumaz; borçlunun da temel haklarını güvence altına alır. Örneğin, borçlunun ve ailesinin yaşamını sürdürebilmesi için gerekli temel eşyalar haczedilemez. Ayrıca maaşların sadece belirli bir oranı haczedilebilir. Bu düzenlemeler, insan onurunun korunması ilkesine dayanır.

Elektronik İcra ve Modernleşme

Son yıllarda icra sistemi dijitalleşmiştir. UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) ve e-Devlet entegrasyonu sayesinde icra takipleri elektronik ortamda başlatılabilmektedir. Avukatlar, icra daireleriyle dijital dosya üzerinden iletişim kurmakta, ödeme emirleri ve haciz işlemleri elektronik imzayla yürütülmektedir. Bu dijital dönüşüm, işlemleri hızlandırmış ve bürokratik yükü azaltmıştır.

İcra Hukukunun Ekonomik ve Toplumsal Önemi

İcra hukuku, ekonomik yaşamın sürekliliği açısından kritik öneme sahiptir. Alacakların güvenli biçimde tahsil edilebilmesi, ticari güvenin ve kredi sisteminin temelidir. İcra sisteminin etkin işlemediği toplumlarda ekonomik istikrar zedelenir, ticaret durma noktasına gelir. Dolayısıyla icra hukuku, yalnızca bireylerin değil, ekonomik düzenin adalet mekanizmasıdır.

İcra Hukukunun İflas Hukukuyla İlişkisi

İcra hukuku, borçlunun malvarlığının bir kısmına yönelik bireysel takipleri konu alırken; iflas hukuku, tüm malvarlığının toplu biçimde tasfiyesini düzenler. Her iki hukuk dalı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu içinde birlikte yer alır ve birbirini tamamlar. İcra hukuku bireysel cebrî icra, iflas hukuku ise kolektif cebrî icra olarak nitelendirilir.

Sonuç

İcra hukuku, adalet sisteminin işleyen en somut yönlerinden biridir. Mahkeme kararlarının uygulanabilirliğini, borçların tahsilini ve ekonomik düzenin devamını güvence altına alır. “Adaletin tecellisi yalnızca hükümde değil, onun uygulanmasındadır” ilkesini hayata geçiren bu hukuk dalı, hukuk devletinin fiilî gücünü temsil eder.

İcra hukuku, bireyler arasındaki özel alacak ilişkilerini kamu otoritesiyle buluşturarak adaletin pratiğe dönüşen yüzü olma özelliğini taşır.