Delil
Delil, bir davada ileri sürülen iddiaların doğruluğunu veya yanlışlığını ispatlamak için kullanılan her türlü bilgi, belge ya da araçtır. Hukukun temelinde “iddia eden, iddiasını ispatla yükümlüdür” ilkesi yatar; işte delil, bu ispat yükümlülüğünü yerine getirmenin aracıdır. Deliller sayesinde mahkeme, olayların gerçekten nasıl gerçekleştiğini belirler ve adil bir karar verebilir.
Deliller genel olarak iki ana gruba ayrılır: kesin deliller ve takdiri deliller. Kesin deliller, hâkimi bağlayıcı niteliktedir (örneğin ikrar, senet, yemin gibi). Takdiri delillerde ise hâkim serbesttir; delili değerlendirip inandırıcılığını kendisi takdir eder (örneğin tanık beyanı, bilirkişi raporu, keşif, fotoğraf, yazışmalar vb.). Modern hukuk sistemlerinde elektronik deliller (e-postalar, mesaj kayıtları, dijital belgeler) de giderek önem kazanmıştır.
Türk hukukunda delillerin düzenlenişi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) içinde ayrı ayrı ele alınır. HMK’ya göre, delillerin yasal ve dürüst yollarla elde edilmiş olması gerekir; hukuka aykırı deliller mahkemece dikkate alınmaz. CMK’da da aynı ilke geçerlidir — örneğin yasadışı dinleme veya gizli kayıt, delil olarak kullanılamaz.
Kısacası delil, adaletin gözü gibidir: neyi gerçekten gördüğünü anlamamızı sağlar. Ama sadece varlığı değil, hukuka uygun biçimde elde edilmesi de esastır. Çünkü adalet, doğru sonuca yalnızca doğru yollardan gidilirse anlam kazanır.